Ninni yavruma ninni...


Deniz Övünç   
11  Ekim 2012 - İstanbul
Bir sağa bir sola hiç durmayacakmış gibi sallanmanın sarhoşluğu, şefkatli pışpışların hoşluğu yetmez çoğu zaman. Uyku güç gelir. Ilık kadın nefesleri yastık kokularına dolanır. Baygın minik gözler bir kapanıp bir açılır. Uykunun sancılı kapısı gıcır gıcır gıcırdarken fısıltıdan yükselen küçük bir şarkı başlar. Başlasın:

Ninnim sana hoş mu gelir

Elâ gözden yaş mı gelir
Uyku sana güç mü gelir
Ninni yavruma ninni

Ninni, uykuya düşürenin tatlı hilesi, loş arka odalarda gezinen yumuşak kadın sesi. Yavrusunu uyutmaya çabalarken ürettiği bu eşsiz söz ve müzik geleneği belki de insanın ilk yaratımlarından biridir. Anadilimizin sesleriyle, halk kültürümüzün zengin imgelem dünyasıyla, coğrafyamızın bin yıllardır biriktirdiği müzikle ninni tanıştırır bizi.  Kapadokya'dan nüfus mübadelesi ile Yunanistan'a göçmek zorunda kalan Rumlar'dan derlenmiş olan bu ninni hem Türkçe hem Rumca uykuya uğurlamış kim bilir kaç bebeği.




Tekrarlanan seslerle bezeli çoğu tek düze olan ezgilerin söz haznesinde yalnızca güzel dilekler, dualar, sevimli öyküler, tatlı düşler yok ki. Söyleyenin düş kırıklıkları, çaresizlikleri, şikayetleri, isyanı, hüznü ve yalnızlığı da sızar içeri. Ninni böylece dönüşür söylenemeyen söze, bir uykuya uğurlarken döner gelir bir uykusuzluğa varır. Aslında bir kadınla bir bebeğin kurduğu salıncakta bir o yana bir bu yana ninni sallanır.

Dünya deli divane döndükçe, her gece sessizlikte yükselsin şu heceler: Ninni, ayya, alla, ayneni, laylay, lori, oror, durme, yalla, nani, nana, nenni, nen, nennen, nina, nina, ninna nanna, eee, eee, huu huu...



Yorumlar

Popüler Yayınlar